TANIM VE TARİHÇE

Türk Kahvesi, Türkler tarafından keşfedilen kahve hazırlama ve pişirme metodunun adıdır. Özel bir tadı, köpüğü, kokusu, pişirilişi, ikramı… kısacası, kendine özgü bir kimliği ve geleneği vardır.

Önceleri Arap Yarımadası’nda kahve meyvesinin kaynatılması ile elde edilen içecek, bu yepyeni hazırlama ve pişirme metoduyla gerçek kahve lezzetine ve eşsiz aromasına kavuşmuştur. Kahve ile Türkler sayesinde tanışan Avrupa; uzun yıllar kahveyi, Türk kahvesi olarak bu yöntemle hazırlayıp tüketmiştir.

Güney ve Orta Amerika menşeili, arabica türü, yüksek kaliteli kahve çekirdeklerinden harmanlanan ve titizlikle kavrulan Türk Kahvesi, çok ince öğütülür. Bir cezve yardımıyla su ve isteğe göre şeker ilave edilerek pişirilir. Küçük fincanlarla servis yapılır. İçilmeden önce telvesinin dibe çökmesi için kısa bir süre beklenir.

Diğer metotlara nazaran, Türk metodunda kahvenin kaynatılması özellikle tercih edilen bir şeydir. Elde edilen kaynama, çok hafif bir kaynamadır ve çoğunlukla ciddi bir ısı artışından ziyade ısınan su ile çok ince öğütülmüş kahvenin etkileşimidir.

Kahve tutkunları; ufak yudumlar halinde içilen dumanı üstünde bir fincan Türk Kahvesini yoğun gövdesi, nefis lezzeti ve ağızdaki kalıcı aroması için tercih ederler.

Tarihçe

1543 yılında Yemen Valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul’a getirdi.

Türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk Kahvesi adını aldı.

İlk olarak 1554 yılında Tahtakale’de açılan ve tüm şehre hızla yayılan kahvehaneler sayesinde halk kahveyle tanıştı. Günün her saati kitap ve güzel yazıların okunduğu, satranç ve tavlanın oynandığı, şiir ve edebiyat sohbetlerinin yapıldığı kahvehaneler ve kahve kültürü dönemin sosyal hayatına damgasını vurdu.

Saray mutfağında ve evlerde yerini alan kahve, çok miktarda tüketilmeye başlandı. Çiğ kahve çekirdekleri tavalarda kavrulduktan sonra dibeklerde dövülerek cezvelerde pişirilmek suretiyle içiliyor ve en itibarlı dostlara büyük bir özenle ikram ediliyordu.

Kısa sürede, gerek İstanbul’a yolu düşen tüccarlar ve seyyahlar gerekse Osmanlı elçileri sayesinde Türk Kahvesinin lezzeti ve ünü önce Avrupa’yı oradan da tüm dünyayı sardı.

ÖZELLİKLERİ

Türk Kahvesi;

Dünyanın en eski kahve pişirme yöntemidir.
Köpük, kahve ve telveden oluşur.
Yumuşak ve kadifemsi köpüğü sayesinde damakta en uzun süre tadını devam ettiren kahve türüdür.
Birkaç dakika şekli bozulmadan kalabilen bu leziz köpüğü sayesinde, uzun süre sıcak kalabilir.
İnce kenarlı fincanda sunulduğu için, diğer kahve türlerine göre daha yavaş soğur ve böylece daha uzun süren bir kahve keyfi sunar.
Yoğun şurupsu kıvamı ile ağızdaki lezzet tomurcuklarını aşırı uyararak hafızada yer eder.
Diğer kahve türlerine göre, daha kıvamlı, yumuşak ve aromatiktir.
Kendine özgü enfes kokusu ve özel köpüğü ile diğer kahvelerden kolaylıkla ayırt edilebilir.
Kahve tutkunları tarafından, kaynatılarak içilebilen tek kahve olarak kabul edilir.

Geleceği anlatmak için kullanılan tek kahve türüdür. Cafedomancy: Kahve telvesini kullanarak kehanette bulunmak.
Eşsizdir çünkü kahvesi fincanın içindedir ancak telve olarak dibe çöktüğünden filtre edilmesine ve süzülmesine gerek kalmaz.
Hazırlanırken şeker ilave edildiğinden diğer kahvelerde olduğu gibi sonradan tatlandırmaya gerek yoktur.
Sağlıklıdır çünkü fincanın dibinde biriken telvesi içilmez.
Sıklıkla içildiği halde, miktar olarak fazla olmadığından şişkinlik yapmaz.
Diğer kahve türlerine göre, bir içimde daha az kafein içerir.

Porsiyon Kafein Miktarı
Türk Kahvesi 65 ml (bir fincan) 60 mg
Espresso Kahve 60 ml (bir fincan) 100 mg
Filtre Kahve 150 ml (bir fincan) 115–175 mg
Hazır Kahve 150 ml (bir fincan) 65–100 mg
Çay 150 ml (bir fincan) 70 mg
Çok pratik ve ekonomiktir çünkü pişirirken tek ihtiyacınız bir cezve olacaktır.
O nefis tadını verebilmesi için, kavrulduktan sonra ya hemen tüketilmeli ya da aromasını muhafaza edecek şekilde paketlenmelidir.
Bamaş Kahve’nin Nefis Türk Kahvesi, geleneksel itina ve titizlik ile ileri teknoloji kullanılarak kavrulur, öğütülür ve paketlenir.

Özel ambalajlarında sunulan Nefis Türk Kahvemizi istediğiniz kadar alıp, son tüketim tarihine kadar saklayabilirsiniz. Kokusuyla, tadıyla, öğütüldüğü günkü tazeliğini koruyacaktır.

TÜRK KAHVESİ VE TÜRKLER

Türkler için kahve içmek bambaşka bir keyiftir.

Beraberinde getirdiği dostluk, sevgi ve paylaşım için bir fincan kahveye büyük anlamlar yüklenir. “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır” sözü bunu en iyi şekilde vurgular. Kahve içmek Türk halkı için o kadar büyük önem taşır ki, dilimizdeki “kahvaltı” kelimesi kahve-altı sözcüklerinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkmıştır.

Kahve ikramı da dostlukların pekişmesinde önemli bir yer tutar. Ev sahibi misafirine verdiği değeri, hazırladığı ve özenle sunduğu kahvesi ile gösterir. Evlilik öncesi kız istenirken, gelin adayının damadın ailesine kahve yaparak ikram etmesi de âdettendir. Kahvenin kabulü ise ikramda bulunanı onurlandırır. Dilimize yerleşen “kahvesi içilir olmak” ve “bir kahveni içerim” deyişleri bunu ifade eder.

Bol köpüklü kahveler içildikten sonra sohbet daha da uzar ve sıra kahve falına gelir.